Burası
taraf olmayanın bertaraf olduğu ülke.
2001’den
beri iktidar olanların Sivas Katliamı ile ilgili tek söylediği; zamanın
iktidarının SHP (sosyal demokrat halk partisi) olduğu. Bu bence bir
bakan cümlesinden çok, meşe oyunu sırasında kavgaya girişmiş hırçın ve kötü
kalpli bir çocuğun "Ben yapmadım, o yaptı." sözleri gibi. "Vicdan"
kelimeyse sadece, sol yanın sızlamıyor, yerinden kıpırdamıyor, elinden
geleni yapmıyorsan, “kast ettin” demektir! İstersen on bin kere Hac’a git,
istersen yüz bin kere namaz kıl… Bu kıldığın namaz değil, yaptığın ibadet
değil. Bu konumdakiler için tek dileğim: Cehennemin varlığı.
O gün,
orada kalabalığın kızdığı sırf Aziz Nesin olsaydı eğer göstericiler
Atatürk büstüne saldırmaz, ‘kadın başbakan olmaz’ diye pankart açmaz, kültür
sarayını yakıp yıkmazlardı. Bekir Coşkun'un da dediği gibi: " Aziz Nesin'in
azizliği, bu kafa yapısındaki adam(!)larla “demokrasi içinde” islamiyet’i
tartışmaya kalkmak.” Saldırıyı gerçekleştirenler, demokrasi, özgürlük ve
laikliği içlerine sindiremeyen, düşünceye karşı yine DÜŞÜNCEyle tepki
gösterebilme olgunluğundan yoksun ve ilkellerdir.
İçimi
acıtan göz göre göre günden güne yobaz, bağnaz, kendinden başka hiç bir fikre,
düşünceye ya da inanışa en ufak bir tahammülü olmayan, kendinden farklı
düşüneni ezmek, yok etmek mantığında çalışan zihniyetlerin çiftleşerek 3er 3er
çoğalma planları.
Bence Türkiye;
aydın, sanatçı, bilim, düşünce adamlarını bu denli sorumsuzca ve hoyratça
harcama lüksüne sahip olduğu bir noktada değildir. Yani, 'bir futbol maçında da
o kadar insanın ölebilme ihtimali' rahatlığını hazmedebilecek kadar midesiz
olmam beklenemez. O dönemde yapılan bu kan dondurucu açıklamayla avunmak
yurttaş olarak kendi adıma söz konusu değildir. Çünkü okumayan,
düşünmeyen, sorgulamayan toplum yaratmaya çalışan ve 'devletin malı deniz,
yemeyen keriz' felsefesini İLKE edinenlere değil, ben ve benim gibilere emanet
edilen değerler var! Çünkü 'Ben yanmazsam, sen yanmazsan ! Biz yanmazsak, nasıl
çıkar karanlıklar aydınlığa? “
Ben
‘uyusunda büyüsün ninni' leriyle büyütülmedim. Çünkü Rakel Dink, Metin
Altıok, Zeynep Altıok, Sevgi Soysal, Jülide Aral, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan,
İbrahim Kaypakkaya, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Meral Yakar, Harun Karadeniz,
Sinan Cemgil, Ulaş Bardakçı, Taylan Özgür, Erdal Eren, İlkay Demir, Oya Sencer,
Füsun Akatlı, Zerrin Taşpınar, Asım Bezirci, Asaf Koçak, Behçet Sefa
Aysan, Eren Aysan, Belkıs Çakır, Edibe Sulari, Erdal Ayrancı, Serpil Canik,
Hasret Gültekin, Alaz Erdost, Bülent Tekiner, Aziz Nesin ve daha nice öncesi ve
daha nice sonrası isimler kulağıma çalınarak, inandıkları, sahip çıktıkları, arkasında
durdukları ideolojileri bilenlerle büyütüldüm, büyüdüm.
Dün bir
kez daha büyüdüm.
- Neden
böyle bir ülkeye, dünyaya getirdin beni? İnsanlar yakılıyor anne, insanlar
yanıyor, insanların içi yanıyor. Kimsenin sesi çıkmıyor, çıkan ses, ses çıkartılan
susturuluyor anne.
- Ses
olmaya katıl, karanlıkta boy atmaya, sessizliği aşmaya katıl diye
bebeğim...
Ses
olmak için, karanlıkta boy atmada benimde tuzum olması için, sessizliği aşmaya
katılmak için ne kanlı 1 Mayıs'ı, ne Sivas'ı, ne Maraş'ı , ne Çorum'u, ne
Uludere'yi, ne Reyhanlı’yı unutmadım. Öleni ölmemiş, öldüreni öldürmemiş
yapamazsın! Yüzleşilmeyen canavarlarımız bir değil, beş değil. Halının
altı doldu! Bizim bu gafletten uyanmamız için otuzar
otuzar daha nicelerin yanması mı gerek?
Yaşım genç
(21). Umut ediyorum, olmuyor, bazı olanlara şaşırıyor bazı "olması gereken
bu" dayatmalarına şaşırmıyorum, fazladan bir şey değil adalet bekliyorum,
daha iyi bir yerde yaşamayı hak ediyorum... Anlaşılmak istiyorum. İlhan Berk
gibi "Tek pişmanlığım kelimelerimi bile haketmeyen insanlara, saatlerce
cümleler kurmak." demek istemiyorum. İnsan sıfatımla acım büyük..! Ama
sen "... kucaklıyorsun beni Metin Altıok, aldırma diyorsun belki
gülerek. yaşamak görevdir yangın yerinde, yaşamak insan kalarak!"
İLKE
TUHTA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder